Arsa ve arazi sektörü Türkiye’de, 2002 ve 2020 yıllarında altın yıllarını yaşadı. Peki önümüzde ki yıllarda arsa ve arazi sektörünü neler bekliyor?

       İstanbul’un batısında bulunan 760km²’lik Silivri ve 1.715 km²’lik Çatalca ilçeleri, İstanbul’un en geniş tarıma elverişli arazileri konumuna ilk sıralarda geliyorlar.  Aslında bu iki ilçeye olan yatırımcı ilgisi, 2002 yılından çok daha eskiye dayanıyor.

       Silivri, 2004-2008 yılları arasında o yıllar için cumhuriyet tarihinde en yüksek yatırımları çeken ilçe haline gelmişti. Sonrasında Yeni Havaalanının ve Kanal İstanbul projesinin ilk güzergahları olarak belirtilmesi bölgeden beklentiyi hayli arttırdı. Daha sonrasında bu projelerin yönünü kuzeye çevirmesi ile tekrar bir durgunluk kazandı. Tüm bu gelişmelere rağmen hala İstanbul’un m² bazında en ucuz arsa ve arazileri bu bölgelerde bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında ise, doğru fiyattan yapılacak alımlar uzun vadede hala yüksek getiri beklentilerini koruyor.İlçe, yeni şehir merkezi, kırsal mahalleleri, sanayi bölgeleri, yazlık alanları, yeni otoyol projeleri, hızlı tren projeleri ve sosyal konut projeleri ile organik gelişimini hızla sürdürüyor.

       Çatalca ilçesi ise, Halkalı Gümrüğü’nün buraya taşınması, bölgede uzun vadede lojistik amaçlı imar planları oluşturulması beklentilerini arttırdı. Kiptaş tarafından yapımı tamamlanan 2.138 konutluk proje, bölge nüfusuna önemli katkıda bulundu.

       Çatalca, Kuzeyde İstanbul Yeni Havaalanı’nı projesinin ilk etabının tamamlanması ve kullanıma açılması, Kuzey Marmara Otoyolunun ve bağlantı yollarının bu etabının tamamlanarak kullanıma açılması ile ulaşımda Trakya ile İstanbul’u birleştiren merkezi geçiş güzergahı konumunda bulunmayı vaad ediyor. Çatalca’nın barındırdığı toplam alanın %75’inden fazlası orman olması sebebiyle yatırım alternatifleri için alan daralıyor, kalan arsa ve araziler daha kıymetli hale geliyor. Arnavutköy ilçesinde hayata geçen ve geçmesi planlanan dünya çapında projeler, bu bölgede arsa ve arazi fiyatlarını tüm zamanların en üst noktasına taşımış durumda. Öyle ki Yeni Havaalanı ve Kanal İstanbul projelerinin güzergahlarında arsa ve arazi m² birim fiyatları, satıcılar tarafından döviz üzerinden değerlendiriliyor.

       Genel itibariyle İstanbul’un kuzey ve batı aksında ki bu üç ilçede, birinci elden, yani yerel halka miras yolu ile intikal etmiş arsa ve arazi stoğu, toplam satılabilir alanın %10’unun altında olduğu tahmin ediliyor. Yani bölgeye ilgisi olan yeni yatırımcılar yönünü %90 ihtimalle 2. el yatırıma yönelmek durumunda.

       İstanbul’un en büyük sorunu deprem riski ise, her iki ilçeyi uzun vadede artan toplam nüfusa endeksli yatay mimari seçeneğini öne çıkarıyor. İstanbul’un yıllık 150.000 adet yeni konut ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda, İstanbul’un kuzey ve batı aksında kalan arsa ve araziler için uzun vadede başka seçeneği olmadığını ortaya koymaktadır.