İlk olarak 2011 yılında dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme getirilen ve kamuoyunda “Çılgın Proje” olarak adlandırılan Kanal İstanbul’un, 2019 yılında 57 kurum ve kuruluştan çed raporunu hazırlıklarının tamamlanması ardından ihale süreci tamamlanan projede ilk kazmanın vurulması beklenmektedir.
Ar&ge çalışmaları doğrultusunda 200’e yakın akademisyen ve uzman, 6 üniversite, 33 bilim dalında çalışma, 97 noktada çevresel ölçüm, 15 noktada gürültü ve titreşim ölçümü, toplamda 17.000 metre sondaj, 8 noktada yer altı suyu, 17 noktada hidrojeolojik, Avrupa ve Türkiye’de laboratuvar ve simlülasyon teknikleri gibi projenin her türlü bilimsel çalışması tamamlanmıştır. İstanbul Kanalı’ın dünyada örnek ve benzerleri ile farkını, en başta oluşturacağı iş sahalarının ekonomiye sunacağı katkının boyutu ortaya koyabilir. Kanal İstanbul’a, dünyada diğer benzer örnekleri baz alarak yalnızca gemilere alternatif geçiş yolu olarak analiz etmek, İstanbul şehrinin markasına, tarihi ve kültürel yapısına, ve projede emeği geçen insanların tamamına saygısızlık olur. İstanbul, dünyanın iki yakasını bir arayana getiren bir şehirdir. Kanal İstanbul aynı zamanda, 1960’larda gelişmeyi hızlandıran “surdışı” İstanbul semt ve ilçelerinde, günümüze dek yapılan kaçak inşaatlar, kânuna aykırı diğer yapılar, şehrin silüetine zarar veren çok katlı binalar, şehrin ulaşım altyapısını zorlayan projeler gibi yapılan tüm yanlışları düzeltme fırsatı sunmasının yanını sıra, kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılmasına olanak sağlayacak olağanüstü bir projedir. Bazı kaynaklar tarafından karşı çıkılan ve eleştiri alan projenin en büyük riski ise, projenin doğal kaynaklarının kullanımını kısıtlayacağının tahmin edilmesidir. Bu hususta bilimsel araştırmasını tamamlayan 200 civarında akademisyen ve uzmanın proje raporunun ise, pozitif olarak önümüzdeki günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşılacağı bildirilmiştir.
Dört bir yanı tarihi, yüzyıllardır varlığını sürdüren, atalarımızdan bizlere miras kalan yapılarla bilinen İstanbul, Kanal projesi ile 21.yy’ın Türkiye’nin jeopolitik ve stratejik konumunun potansiyel değerini ortaya koyacaktır. Projenin tamamlandığında, çevresindeki 2 milyon konutluk modern şehir kurulması, en az 10.000 yeni iş olanağı oluşturması, turizm ve gayrimenkul sektörlerine çok uzun yıllar katkı sağlaması, 37.000.000m2 yeşil alan ile şehrin refahına doğrudan pozitif etki etmesi beklenmektedir. Tüm bu olumlu nedenler, projenin neden yapılması gerektiği sorularına bilimsel cevaplar vermektedir. Projeden toplamda yaklaşık 1.7 milyar metreküp hafriyat çıkması beklenmekte ve bununla Marmara Denizine 3 adet ada yapılması planlanmaktadır. Bu adaların benzelerine ve ülkelere sağladığı faydalara ise Miami’de, Durrat Al Bahrain’de , Dubai’de, Kobe’de rastlanmaktadır. Kanal İstanbul toplamda 453 milyon metrekareyi kapsayacak, tarihi ve kültürel yapısıyla İstanbul için uluslararası vizyoner proje olarak nitelendirilmektedir.
Tüm bu bilgi, çalışma ve araştırmaların sonucunda, ülke ekonomisi ve ve şehrin uluslararası marka değeri, şehrin eksikliklerini giderme, ulaşım ve altyapı sorunlarını çözme, deprem tehditlerine karşı önlem alma gibi farklı pozitif sebeplerle, önümüzdeki yüzyıllarda ülkeye sağlayacağı doğrudan fayda düşünüldüğünde, limanların, havayollarının, otoyollar ve demiryollarının projeye entegre edildiğinde, projenin faydaları açığa çıkmaktadır. Ülkenin ekonomik, sosyal, güvenlik ve lojistik yükünü çekecek bu projenin dünyaya ve bize hayırlı olmasını temenni etmekteyiz.